^^υzαуωєвηєт^^ - кυуяυкℓυ уıℓ∂ızℓαя

Kuyruklu yıldızların sırlarını çözmek üzere başlatılan araştırmada, Ocak ayında yeryüzüne inen kapsülden elde edilen örnekler bilim adamlarını düşündürüyor.

Örnekler üzerinde yapılan analizler, kuyruklu yıldızların ‘ateşin ve buzun’ sıra dışı bir uyumu olduğunu işaret ediyor.

NASA’nın umut vaat eden uzay aracı Stardust, 2004’de, peşinde olduğu Wild 2 kuyruklu yıldızından topladığı tozları geçtiğimiz Ocak ayında yeryüzüne indirmeyi başarmıştı. Bilim adamlarını heyecanlandıran bu parçalar çeşitli laboratuarlara gönderilerek hemen üzerinde çalışılmaya başlandı. Aradan geçen iki ay sonunda analizlerin ilk sonuçları elde edildi ve bilim adamları heyecanlandıran sonuçları açıkladılar.

Analizlerin sonuçlarını değerlendiren bilim adamları ‘sürpriz’ nitelemesi yaparken örneklerde ‘buz ve ateş bulduklarını’ açıkladılar. Daha önceleri kuyruklu yıldızlar, güneş sisteminin soğuk eteklerinde dolaşan, kum ve gazlardan oluşan buz bulutları olarak tanımlanıyordu. Fakat son verilere göre kuyruklu yıldızların soğuk kabuklarının altında yüksek derecede ısıyla oluşmuş mineraller bulunuyor.

Sonuçlar bilim adamlarını güneş sisteminin ve kuyruklu yıldızların oluşumu hakkında yeniden düşünmeye itiyor. Soğuk gövdeleri nedeniyle güneş sisteminin soğuk bölgesi Kuiper Kemeri’nde oluştuğu düşünülen kuyruklu yıldızların güneş sisteminin merkezinde oluşmuş olabileceği düşünülüyor. Merkezdeki oluşumlarından sonra da X-rüzgarı adı verilen güçlü gaz fışkırmalarının, yüksek ısıdaki sıcak mineral biçiminde bulunan kuyruklu yıldızları güneş sisteminin kenarlarına fırlatmış olabileceği üzerinde duruluyor.

Minerallerin ayrıca güneş sistemi dışında oluşmuş olabileceği de alternatif bir fikir olarak sunuluyor. Buna göre mineraller, birer kuyruklu yıldıza dönüştükleri güneş sistemine girmeden önce diğer yıldızların sıcak bölgelerinde oluşmuş olabilirler.